İstanbul dönüşünü fırsat bilip rotamı Bursa, Eskişehir, Konya üzerinden Mersin olarak yaptım. 24 Nisan öğlen gibi Pendik Yalova feribotu ile Yalova; oradan yaklaşık yarım saatlik sürüşle Bursa ya vardım. Volkan Aydın'la buluşma ve VOGO ile tanışma sonrasında ayak üstüde olsa " ne yazıkki resim çekmeyi akıl edememişim
" biraz sohbetten sonra Eskişehir'e doğru yola devam.
Akşam sekiz buçuk gibi vardım. Metin bey'in sıcak karşılaması ile evine gittik. Porsuk çayının hemen kıyısında girdikten sonra insanın hiç çıkmak istemiyeceği şirin bir bahçe içerisinde kendi el emeği göz nuru ile yaptığı mütevazı evine... daha bahçeden girişte Metin'in ne kadar becerikli ve ne kadar keyf ehli olduğunu anlıyorsunuz.
Yol yorgunluğu deyip yattık. Sabah muhteşem bir ambiansın içinde yapılan kahvaltı ve henüz adsız guletin postalarının yapıldığı tezgah'ın başına. Öyle ya! çorbada tuzumuz olsun
Bu benim gömleğin epoksiyle tanışma ânı
Bu da gömleğin hesabının sorulma ânı
Tav'a gelen tutkallanmış postanın pes ettiği an
21 no'lu postaya uslu dur, öyle kal tembih'i
Eskişehir'e bundan 20 yıl önce gelmiştim aradan geçen zamanda çok gelişmiş bir o kadar da genişlemiş. Issız porsuk kıyıları şenlenmiş çok güzel bir de park yapılmış; yorgunluk atma zamanı deyip parkta geziye çıktık.
Yorgunluk atma zamanı; Parkta özenle yapılmış Uskuna ya bir bakış
Ellemeden olmaz
Vinç veya Irgat olarak kullanılıyordu sanırım. Prensip aynı
Uslu duramayıp amcam'ın özenle roda ettiği halatın piyan bağını bozduğum an. "susun kimse duymasın"
Hasılı unutamıyacağım iki günün ardından yolcudur abbas deyip 27 Nisan Cumartesi Mersine avdet oldum.
Metinciğim; sımsıcak konuk severliğiniz ve sabrınız için çok çok teşekkürler. Umarım bir an önce hayalini gerçekleştirme imkanına kavuşursun. Selametle...
Annene ayrıca selam eder ellerinden öperim. saygılar